Enzimler - 9. Sınıf






ENZİMLER
Aktivasyon enerjisi, bir tepkimenin başlatması için gerekli olan minimum enerjiye denir. Enzimler aktivasyon enejisini düşürerek tepkimeleri kısa sürede başlatır. Enzimler;
-ilgili maddelerle tepkimeye girerek geçici bir bileşik oluşturan,
-aktivasyon enerjisini düşürerek, tepkimenin dengeye erişme hızını artıran,
-tepkime sonunda ürünler oluşurken kendisi değişmeden kalan,
-ortamda ilgili madde varsa ve koşullar uygunsa aynı işlevine devam eden (tekrar kullanılan) organik katalizörlere enzim denir.
                            
Enzimler ;
*Endergonik  bir tepkimeyi ekzergonik  bir tepkime haline getirmez.
*Açığa çıkan ürün çeşidini ya da enerji miktarını değiştirmez.
*Sadece zaten gerçekleşecek olan bir tepkimenin çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.

Enzimlerin Yapısı
Enzimler tersiyer protein yapılı bileşiklerdir.
Enzimler yapı maddelerinin çeşitlerine göre ikiye ayrılır:
            1.  Basit protein yapıda enzimler:
Bazı enzimler sadece amino asitlerin peptitleşmesiyle oluşur.
Bu nedenle yapıları sadece proteinden ibarettir.
Substratı tanıma, bağlama ve tepkimeye sokma etkinliklerini gerçekleştirilir.
Pepsin, tripsin, kimotripsin gibi enzimler bu gruba girer.
             2. Bileşik protein yapıda enzimler:
Bu tip enzimlerde, amino asitlerin peptitleşmesiyle oluşan bir protein kısım ve bir de protein olmayan ek kısım bulunur.
Bu enzimlerin protein kısmına apoenzim denir.
Apoenzim sadece substrata karşı özgüllüğü sağlar, yani substratı tanır ve bağlar, fakat tepkimeye sokamaz.
Kısaca apoenzim pasif enzimdir.
Ek kısım ise katalitik etkiyi sağlar yani substratı tepkimeye sokar.
Apoenzim ve ek kısım birlikte aktif enzimi meydana getirir.
Apoenzimlerin aktiffeştirilmesini sağlayan ek kısımların iki tipi vardır:
A.Koenzim :
Enzimleri aktifleştiren küçük organik bileşiklerdir.
Apoenzim ve koenzim ayrı ayrı katalitik etki göstermez.
Önemli koenzimlerden bazıları NAD, NADP ve FAD dır. Bu koenzimlerin ve diğer birçok koenzimin esas bileşeni özellikle B grubu vitaminleridir.
B.Kofaktör:
Enzimleri aktifleştiren inorganik maddelere kofaktör  denir.
Bunların çoğu Ca++, Mg++, Zn++, K+ ve Na+ gibi minerallerdir.
Kofaktörlerden her biri de koenzimlerde olduğu gibi farklı apoenzimleri aktifleştirebilmektedir.
 Bu nedenle bu iyonlara özgül olmayan aktivatörler de denir.

Enzimler, belirli bir koenzim veya kofaktörle birlikte çalışır. Fakat bir koenzim ve kofaktör birden fazla enzim ile çalışabilir.
Bu nedenle enzim çeşidi, kofaktör ve koenzim çeşidinden daha fazladır.
                                                              
Enzim –Substrat İlişkisi
Enzimlerin etki ettiği maddelere substrat (etkinen madde) denir. 
Enzim ile substrat arasında anahtar- kilit uyumuna benzer bir özgünlük vardır.
Enzimin bu özgünlüğü yüzey aktivitesinden kaynaklanır.
Enzim molekülünün sadece aktif bölge denilen bir kısmı substrata bağlanır.
Aktif bölge protein yüzeyindeki bir cep ya da oluk görünümündedir.
Aktif merkez noktasını enzimin protein kısmı belirler. Substrata etki eden enzimin yardımcı kısmıdır.
Her enzimin bu yüzeyi substratına uyacak büyüklük ve şekildedir.
                                                                                
  
*Bir çeşit enzim, bir çeşit substrata etki eder. Bir çeşit substrat farklı enzimlerle çalışabilir.     
                                
Enzimlerin Adlandırılması
Enzimler aktif ya da inaktif durumda olmalarına göre adlandırılır.
Eğer enzim inaktif durumda ise katalizlediği tepkimenin ya da substratının sonuna "jen" eki getirilerek adlandırılır,
örneğin, pepsinojen, tripsinojen gibi.
Aktif durumda ise, substratının ya da katalizlediği tepkimenin sonuna "az" eki getirilerek adlandırılır.
 Örneğin, üreaz, proteaz, oksidaz, üpaz gibi.
Her Enzim Bir Gen Kontrolünde Sentezlenir
Canlıların tümü yaşamsal olaylarını enzim kullanarak gerçekleştirir.
Her canlı kendi enzimini kendisi sentezler.                                                        
Enzimlerin tümü hücre içinde ve DNA'daki genetik bilgiye uygun olarak sentezlenir.
Ancak enzimler uygun koşullar sağlandığında hem hücre içinde hem hücre dışında çalışabilir.
Bir enzim bir genin kontrolünde sentezlenir ve belirli bir tepkimeyi katalizler.
Buna "Bir gen - Bir enzim - Bir tepkime Teorisi" denir.
         
Bazı enzimlerin eksikliğine bağlı olarak çeşitli metabolik hastalıklar ortaya çıkabilir.
Örneğin, pompe hastalığında glikojeni yıkan enzimin yokluğundan dolayı bu polisakkaritin birikmesi, karaciğeri hasara uğratır.
Ayrıca fenilketonuri, Tay-Sachs gibi beyin anormallikleriyle sonuçlanan hastalıklar da enzimlerin yokluğundan kaynaklanır.
Enzimler Takımlar Halinde Çalışırlar
Enzimler çoğunlukla takımlar halinde çalışır.
Bir enzimin meydana getirdiği ürünü bir sonraki kullanır.
Yani bir enzimin ürünü, bir sonraki enzimin substratı olur.                                              
                                                             
Enzimler Genellikle Çift Yönlü Çalışır
Enzimler genellikle çift yönlü çalışır (tersinir etkili).
Sindirim enzimleri bu genellemenin dışında tepkimeyi tek yönlü yürütecek biçimde çalışır.               
                                       
Enzimler Çok Hızlı Çalışır
Enzimler çok hızlı çalışır.
Örneğin, vücutta oluşan ve son derece zehirli bir metabolik artık olan hidrojen peroksitin (H202) beş milyon molekülü, katalaz enziminin varlığında bir saniyede parçalanırken, aynı sayıda hidrojen peroksit demir atomunun katalizörlüğünde vücut dışında 300 yılda parçalanır. (Bazı tepkimelerde yan ürün olarak oluşan H2O2 , vücut için zehirli olduğundan , katalaz enzimi tarafından parçalanarak etkisiz hale getirilir.)
                                                                      
*Enzimler kimyasal tepkimelerden değişmeden çıkar ve defalarca kullanılır. Bir süre sonra yapısı bozulan enzimler, parçalanır ve hücrede yeniden üretilir.
*Her hücrede tepkime çeşidi kadar enzim çeşidi vardır.
*Enzimler sadece hücre içinde değil, uygun ortam sağlandığında hücre dışında da çalışabilirler. İnsanda ağız boşluğu, mide boşluğu gibi yerlerde görev yapan sindirim enzimleri hücre dışında çalışan enzimlere örnek olarak verilebilir.
Enzimlerde Geri Besleme Mekanizması
Takım halinde çalışan enzimlerin aktiviteleri geri beslenme mekanizması ile denetlenir.
Miktarı yeterli düzeye ulaşan son ürün ilk enzime bağlanarak tepkimeyi durdurur (son ürünün inhibitör etkisi).
 Hücrede son ürün tükendiğinde takımdaki enzimler yeniden çalışmaya başlar.
Geri bildirim mekanizması takım halinde çalışan enzimlerde miktarı belirli bir düzeye gelen son ürün, ilk enzime bağlanarak substratla tepkimeye girmesini engeller ve tepkime durur.


Enzim Reaksiyonlarının Hızına Etki Eden Faktörler
a. Sıcaklık:
*Her enzimin en fazla aktivite gösterdiği bir sıcaklık derecesi vardır. Buna optimum sıcaklık denir. Bu değer pek çok canlıda 30 - 40 °C arasındadır . *Sıcaklık derecesi optimum değerin altına düştüğünde veya üstüne çıktığında enzimatik reaksiyon hızı azalır.
Yüksek sıcaklıkta (genellikle 55 - 60°C de) enzimlerin yapısı bozulur.
Düşük sıcaklıkta enzimlerin etkinliği azalır. Bu durumda sıcaklığın belirli bir dereceye kadar artırılması, enzimin etkinliğini de artırır. Yani düşük sıcaklık enzimlerin yapısını bozmaz.        
b.pH derecesi:
Enzimler pH değişimlerine karşı çok duyarlıdır. Enzimlerin büyük çoğunluğu optimum olarak nötre yakın pH'larda çalışırken bazıları farklılık gösterebilir, örneğin midede proteinleri sindiren pepsin enzimi pH = 2'de, yani oldukça asidik bir ortamda en iyi çalışır.
Buna karşılık pankreastan ince bağırsağa salgılanan ve yine protein sindiriminde görev alan tripsin enzimi pH = 8,5'ta, yani bazik ortamda etkilidir. Kuvvetli asit ve bazlar enzimlerin yapısını bozar.
c.Enzim yoğunluğu:
Eğer pH ve sıcaklık uygunsa yeterli miktarda substrat bulunan bir ortamda, enzim yoğunluğu arttıkça reaksiyon hızı da artar.
Sınırlı miktarda substrat bulunan bir ortamda, enzim yoğunluğu artırılırsa reaksiyon bir süre devam eder ve sonra durur. Bunun sebebi ortamda enzimin etkileyeceği substratın kalmamasıdır.       
d.Substrat yoğunluğu:
Enzim miktarı sabit tutulup substrat yoğunluğu artırılırsa, reaksiyon hızı en yüksek noktaya ulaştıktan sonra sabit kalır.
Bunun nedeni enzimlerin bir süre sonra substrata doymuş hale gelmeleri ve hiç boş kalmaksızın çalışmalarıdır. Yani enzimlerin hepsi bir substrata bağlı durumda bulunurlar ve birini bıraktıklarında diğerine bağlanırlar. Sonuçta daha fazla substrat eklense bile reaksiyon hızı artmaz.
e.Substrat yüzeyi:
Enzimler etkilerini substratın dış yüzeyinden başlayarak gerçekleştirdikleri için, substrat yüzeyi arttıkça reaksiyon hızı da artar.
Substratın küçük parçalara bölünmesi, toplam yüzeyi artıracağından enzimin etkinliğinde de artışa yol açacaktır. Bu yüzden kıyılmış et aynı miktar parça etten daha kolay sindirilir.
f. Su:
Enzimlerin büyük bir kısmı işlevlerini su içinde gösterirler. Çünkü moleküllerin birbirine çarparak reaksiyonu gerçekleştirebilmesi için hareketi sağlayacak sıvı bir ortamın olması gerekir. Bu nedenle su miktarı enzim etkinliğinde önemlidir. Genellikle su miktarı % 15'in altında olduğu zaman enzimler işlev göstermezler.
 Sulandırılan reçel ve balın bozulmasının ya da besinlerin kurutularak saklanmasının nedeni, enzimlerin etkinlik gösterebilmeleri için belirli miktarda suya ihtiyaç duymalarıdır.
g. Aktivatör ve inhibitör maddeler:
Enzimlerin etkinliğini artıran maddelere aktivatör denir.
Bazı aktivatörler enzimin substratı ile birleşmesini kolaylaştırırken, bazıları enzimin aktif merkezini daha da aktif hale getirerek enzim etkinliğini artırırlar.
Aktivatörlere örnek olarak klor ve magnezyum gibi bazı iyonlar verilebilir.
 h.İnhibitör maddeler
Enzimin üç boyutlu yapısını bozan, enzime bağlanarak ya da ortamda birikerek enzimin çalışmasını durduran etkenlere inhibitör denir.   
   İnhibitör tersinir olarak enzimi bağlar ve aktif bölgenin substrata bağlanmasını önler.
Bazı inhibitörler serbest enzime değil enzim substrat kompleksine bağlanır.                         

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hücre Döngüsü (İnterfaz Evresi) - Biyoloji 10. Sınıf

Hücre Bölünmesi (Hücre bölünmesinin sebepleri) - 10. Sınıf Biyoloji